Kasım Ayata (K.A:) (1953) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Devim GECE (D.G:) Özer İNAL (Ö.İ:)
Görüşmeden Gecekondu Hareketleri ile ilgili bölüm:
18 Mayıs Mahallesi adını oradaki arkadaşlar vermiştir büyük ihtimalle.
(K.A:) 18 Mayıs Mahallesi denilen yerde bir toprak işgali yapıldı. Orada insanlara işte konut yapılması için dayanışma içinde bulunduk. Tabi daha önceki konuşmalarımda belirttiğim gibi, bazı arkadaşlarımız elinden hani devlet olanaklarından şuradan buradan, kendi özel imkânlarından, çevreden faydalanarak yardımlarda bulundular. Kimisi işte usta olan arkadaşlarımız vardı inşaata çalışan, onları götürür çalıştırırdık. İşte duvar ustası olanlar onları çalıştırırdık, demircisini götürür çalış… yani ücretsiz olarak onlara ev yaparlardı. Ondan sonra onların işte çimentosuydu, bilmiyorum yani bir evin yapılabilmesi için hangi gerekli şeyler varsa, camıydı, çerçevesiydi, tuğlasıydı, bilmiyorum sıvacısı, ya bunlar büyük bir şey, sadece ev yapmak yetmiyor, yani onların içinde oturabilecek işte suyunu temin edebilecek musluğuydu şuydu buydu onlara kadar bir sürü şey vardı. Bu konuda her arkadaştan yeteneğine göre olan arkadaşları toplayarak oraya götürdük, orada çalışmalarda bulunduk, günlerce orada çalışan arkada… biz de gittik yani orada, akşamları olduğu zaman oradaki çalışanlarla, mücadele edenlerle, işte diğer siyasetlerle ortak toplantılar yapardık. Onların sorunlarıyla ilgili şeyler sunardık ama orada fiilen çalışan arkadaşlarımız da vardı yani. Sadece mesela insanları toplar götürürdük orada amele gibi çalışırlardı onlara ama bir de oranın hani daha… örgütlendirilmesi, daha işte mücadeleci olması, çünkü yarın bir gün devrimciler oradan gidecek, halk kendi kendinin savunması lazım. Yani orası da bizim için iyi bir imkân oldu.
Şehirler de evi olmayanların ev sahibi olmaları için mücadelesini vermiştir.
(D.G:) Evet, Tarih Onur Vakfı’nın sözlü tarih çalışmasına devam etmekteyiz. Bugün 11 Ağustos Cuma, 2017. Ankara Eryaman’dayız, Kasım Ayata ağabeyimizle görüşeceğiz. Kasım ağabey hoş geldin.
K.A: Hoş bulduk, teşekkür ederiz, siz de hoş geldiniz.
(D.G:) Çok teşekkürler. Kasım ağabey şey yani arada da konuştuğumuz gibi, biz direkt sizin çocukluğunuzla başlayalım, yani nasıl bir ortamda doğdunuz, nerede doğdunuz ve kaç yılında doğdunuz? İlk bilgiler olarak bunları alalım, çocukluğunuzu konuşalım. Yani nasıl bir ortamda doğdunuz, anneniz babanız kimdi, kaç kardeşiniz vardı? Doğduğunuz bölgedeki o üretim ilişkileri nasıldı? Nasıl bir aile ortamıydı? Buralarla başlayabiliriz, buyurunuz? Ha bu arada girmeden önce ben Ufuk Demirbilek görüşmeci, arkadaşım kamerada Özer İnal, bunların da bilgisini vermiş olalım.
(D.G:) Evet. Şey yani İstanbul’da mesela örneğin 1 Mayıs Mahallesi var, Gazi Mahallesi var, Gülsuyu Mahallesi var, işte keza Ankara’da 18 Mayıs Mahallesi. Bu gibi mahalleler halkın konut ihtiyacını karşılama amaçlı kurulan yerleşim yerleri. İşte solun daha doğrusu doğrudan müdahil olduğu yerler, örgütlenme yaptığı yerler. Bu yerleşim yerlerinin oluşumunda bireysel katkınız oldu mu hiç, olduysa nasıl oldu? Hareketinizin bu yerlerdeki çalışmalarıyla ilgili bilginiz, gözleminiz nedir, bizimle paylaşır mısınız?
K.A: Tabi ki hareketimizin, siyasetimizin bu konuyla ilgili elbette ki dünya görüşü bellidir zaten, insanların, topraksız insanların toprağa sahip olması, mutlu yaşayabilmeleri için, onlar için mücadele eden bir siyasal örgüttür yani bunu hepimiz biliyoruz yani, Kaypakkaya’nın deyimiyle çeşitli milletlerden Türkiye halkının kurtuluşu için mücadele eden bir siyasal örgüttür. Şehirler de evi olmayanların ev sahibi olmaları için mücadelesini vermiştir.
Mesela bunun şeyinde Dersim’de bir Deşt işgali vardır, toprak işgali, o bize büyük bir motivasyon vermişti yani gerçekten oradaki arkadaşlar toprak işgalindeki köylülerin yanında yer almışlardır, oradaki köylüler tarafından da büyük bir coşkuyla karşılanmıştır. Biz bunu işte Ankara’da duyduğumuz zaman çok büyük bir heyecan yarattı.
İstanbul’da 1 Mayıs Mahallesi’nde yapılan toprak işgali, yapılan konutlar… o da bizde bir şey yarattı.
E buna bağlı olarak tabi biz de Ankara’da 18 Mayıs Mahallesi denilen yerde bir toprak işgali yapıldı. Orada insanlara işte konut yapılması için dayanışma içinde bulunduk. Tabi daha önceki konuşmalarımda belirttiğim gibi, bazı arkadaşlarımız elinden hani devlet olanaklarından şuradan buradan, kendi özel imkânlarından, çevreden faydalanarak yardımlarda bulundular. Kimisi işte usta olan arkadaşlarımız vardı inşaata çalışan, onları götürür çalıştırırdık. İşte duvar ustası olanlar onları çalıştırırdık, demircisini götürür çalış… yani ücretsiz olarak onlara ev yaparlardı. Ondan sonra onların işte çimentosuydu, bilmiyorum yani bir evin yapılabilmesi için hangi gerekli şeyler varsa, camıydı, çerçevesiydi, tuğlasıydı, bilmiyorum sıvacısı, ya bunlar büyük bir şey, sadece ev yapmak yetmiyor, yani onların içinde oturabilecek işte suyunu temin edebilecek musluğuydu şuydu buydu onlara kadar bir sürü şey vardı. Bu konuda her arkadaştan yeteneğine göre olan arkadaşları toplayarak oraya götürdük, orada çalışmalarda bulunduk, günlerce orada çalışan arkada… biz de gittik yani orada, akşamları olduğu zaman oradaki çalışanlarla, mücadele edenlerle, işte diğer siyasetlerle ortak toplantılar yapardık. Onların sorunlarıyla ilgili şeyler sunardık ama orada fiilen çalışan arkadaşlarımız da vardı yani. Sadece mesela insanları toplar götürürdük orada amele gibi çalışırlardı onlara ama bir de oranın hani daha… örgütlendirilmesi, daha işte mücadeleci olması, çünkü yarın bir gün devrimciler oradan gidecek, halk kendi kendinin savunması lazım. Yani orası da bizim için iyi bir imkân oldu. Orada da M.A. diye bir arkadaşımız vardı, onu gerçekten şey yapıyorum yani, hani mücadelesini kutluyorum yani hem Altındağ’dayken yaptığımız çalışmadaki hani faaliyetleri, hem orada yaptığı yardımlardan dolayı, onlar büyük bir çaba sarf ettiler. Yine F.K. diye bir arkadaşımız vardı, A.B. vardı bayanlardan yine arkadaşımız. Ondan sonra Cuma diye bir arkadaşımız vardı, o da sonra bir çatışmada tekrar orada yaralandı. Yani böyle ismini sayabileceğim arkadaşlarımız falan vardı. Zaten biz de o bölgede yine Akdere’de çalışmamız vardı, zaten orası Akdere’ye bağlı, yani Nato Yolu Akdere, Mamak diye geçiyor ama çeşitli yani büyük bir mahalleler onlar, 5-6 mahalle. Oradan da zaten, Akdere’de de zaten çalışmamız vardı hani örgütsel şeylerimiz de vardı. Gider gelirdim ben zaten devamlı 18 Mayıs Mahallesi’nin içinden hem oraya uğrar hem de oradaki arkadaşların, Akdere’de faaliyet gösteren arkadaşlarımızın hani şeyini, eğitim şeyini yapmak işte faaliyetlerini şey yapardım yani.
D.G: 18 Mayıs Mahallesi’ni yani örgütleyen, o toprak işgalini yapan hareket sizin hareketiniz mi yoksa nasıl oldu, nasıl gelişti? Nasıl karar verdiniz yani o toprağı işgal etmeye, biraz bahseder misiniz?
K.A: Bizim dışımızda Dev Yol falan da vardı, yani diğer pek siyasetlerden kimse varmıy dı, zannetmiyorum, görmedim. Orada boş bir alan vardı, onun arkasında zaten çöplük denilen bir yer vardı, daha önce Ankara’nın çöpleri oraya dökülürmüş, o kadar konuyordu ki, koku Nato Yolu’na falan bile gelirdi. Oraya gecekondular yapılmaya başlandı.
D.G: Devlet müdahale edemedi mi, etmedi mi, ne, nasıl?
K.A: Yani devlet de müdahale etti. Tabi oradaki arkadaşlarımız ve diğer siyasetlerden arkadaşlar karşı koyuyordu, yıkılan evler yeniden yapılıyordu. 18 Mayıs Mahallesi Kaypakkaya’nın mahallesi diye artık anılıyordu yani.
D.G: Adı siz verdiniz o zaman ya da halk mı verdi, adı nasıl konuldu?
K.A: Yani 18 Mayıs Mahallesi adını oradaki arkadaşlar vermiştir büyük ihtimalle… Ama demin dediğim gibi, işte 18 Mayıs Mahallesi denildiği zaman yani diğer hani siyasetler tarafından veyahut da o mahalleye yakın olan insanlar tarafından işte Kaypakkaya taraftarlarının ya da Partizan taraftarlarının olduğunu biliyorlardı yani.
D.G: Şu anki adı nedir?
K.A: Şu andaki ismi… neydi onun adı bilmiyorum… İmar İskân Mahallesi mi oldu, değiştirdiler yani.
D.G: Yani orada yaşayan halk 18 Mayıs Mahallesi der mi hala şu anda?
K.A: Yani şu an 18 Mayıs Mahallesi dediğin zaman insanlar biliyor, zaten şu anda oturanlar, bizim tanıdıklarımız mesela şu anda hani yoldaşlarımız bile var ev sahibi olanlar var. Mesela Ali Haydar Yıldız’ın kardeşi C.Y. Orada oturuyordu. İ.Ü.’ın kardeşi M.Ü. ve diğer bir kardeşinin de evi vardı.
Yani orada fiilen hani yoldaşlarımız da oturuyor ama taraftar olanlar da oturuyor, sempatizan olanlar da oturuyor. Aslında köklü, çok güzel bir mahalleydi, çünkü bir şey vardı, yani bir imece şeyi bile vardı. Yani mesela suyu olmayana onlar kendi aralarında su verirlerdi, işte diyelim ki alışveriş yapmış, yumurta almış, peynir almış, zeytin almış, onu götürür olmayanlara verirlerdi. Yani çok güzel bir dayanışma vardı.
D.G: Yani kaç metrekare bölüyordunuz, nasıl dağıtıyordunuz o toprağı, o bölüşüm nasıl oluyordu?
K.A: Bir ailenin ev ihtiyacını karşılayacak büyüklükte…
D.G: Peki 18 Mayıs Mahallesi’ne yerleşen halk daha önce nerede kalıyor, kirada mıydılar yoksa akrabalarının evinde mi kalıyorlardı, gerçekten evleri yok muydu yani?
K.A: Yani onların çoğunun evleri yoktu benim bildiğim kadarıyla….
D.G: Nasıl yaşıyorlardı, nerelerde?
K.A: Yani kirada oturanlar vardı başka mahallelerde. Biliyorsunuz zaten Ankara’ya, İstanbul veya İstanbul’u bilmiyorum ama Ankara’ya mesela gelenler zaten ilk geldikleri yer gecekondu mahalleleridir, orada bir akrabasının yanında kalır. Ondan sonra işte boş bir yer bulursa, akrabası tarafından, daha önce yerleşen akrabası orada der ki işte şurada bir arsa boş, şurası boş! Hemen orayı eğer sahibi varsa gider sahibinden işte şu kadar parayla hani alır, onlar da 6-7 kişi imece usulüyle birlikte birleşirler, bir gecede 6-7 usta, işte işçisi falan hemen bir gecekondu yaparlar, böyle boyarlar şey bir boyayla, hani sanki daha önce yapılmış gibi, yıkılmasın diye yani. Onun içine girer, zamanla da hani tadilatla şunla bunla yapmaya çalışırlardı. Yani bu mesela Nato Yolu’nda da öyle olmuştu, benim tanıdığım daha önceden arkadaşlar vardı, gelip orada mesela boş araziye ev yaptıklarını biliyorum. Hatta onlara da yardım etmiştik yani.
D.G:: Evet. Peki.
Ö.İ: Bir şey sorabilir miyiz? Şimdi 18 Mayıs Mahallesi, 1 Mayıs Mahallesi’ne nazaran biraz daha geri planda duruyor gibi.
K.A: Şimdi mi?
Ö.İ: Şimdi yani, geçmişte, yayınlarda falan gördüğümüzde 1 Mayıs Mahallesi birazcık daha şey sanki böyle.
K.A: Önde.
Ö.İ: Önde gibi gözüküyor, bunun bir nedeni var mıydı, 12 Eylül’e yakın olduğu için mi böyle oldu?
K.A: Olabilir yani o da çatışmaların gerçekten yoğunlaştığı bir döneme de denk gelebilir yani. Dediğim gibi yani şey de olabilir, artık hani mücadelenin artık daha yükseldiği, devrimcilerin işte tutuklanmaya başladığı döneme de denk gelebilir. Ben o şeyden sonra, demin söylediğim gibi, yani 79’dan sonra benim hep cezaevi süreci olduğu için onu pek şey yapamadım yani.
U.D: Peki, 18 Mayıs Mahallesi’ni siz kurarken diğer siyasal yapılarla uzlaşılmayan konular hiç oldu mu, ters düştüğünüz, anlaşamadığınız?
K.A: Yani tabi onlarla uzlaşılmayan yönler olmuştur, ama ciddi bir sorun olduğuna dair hafızam da bir bilgi yok…
Ö.İ: Mahalledeki sorunları nasıl çözüyordunuz, mahalle komitesi var mıydı?
K.A: Mahallede sorunlar vardı, mahalle komitesi vardı tabi ki… Başta su sorunu olmak üzere ihtiyaçlarını gündeme getiren çözmeye çalışan bir komite. Bu komite de orada var olan siyasilerin yanında, halktan insanlarda yer alıyordu, bir halk komitesi şeklindeydi yani.