Emine Yılmaz (E.Y:) (1959) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Devim GECE (D.G:)
Görüşmeden Yürüyüş ve Mitingler ile ilgili bölüm:
78’de Taksim’de 1 Mayıs’a katıldım.
D.G: Peki, 1977’deki o 1 Mayıs Katliamı sırasında neredeydiniz? Bu durumun sizdeki etkisi, karşılığı ne oldu…
(E.Y:) Ben, burada okuyordum daha son sınıfta, ….yani o 1 Mayıs 77, ben işte Haziran’da okul kapansa Eylül’de gittim İstanbul’a, olay olmuştu. Yine gazetelerden anca takip edebildik, tabi işte dedim ya burada bir, okulda böyle bir çevrem vardı, kendi kendimize işte solculuk tasladığımız bir çevre, o çevreyle ah vah ettik üzüldük, ancak onu yapabildik, başka da bir şey yapamadık burada. Ama 78’de Taksim’de 1 Mayıs’a katıldım. Zaten o dönemki son miting oldu o, bir daha Taksim’de olmadı, benim ilk katıldığım miting oydu orada.
E.Y: Devrimci Sağlık İş’te yürüdük, … Çok kalabalıktı, benim zaten fazla bir şeye katılmamıştım öyle şey yapıp, ilk defa bir 1 Mayıs mitingine katıldım orada, hayatımda da ilk defa ve çok kalabalıktı o miting! Yani bir sene önce o olaylar olmasına rağmen herkes sahip çıkmıştı gelmişti, çok çok kalabalık bir mitingdi, yani o zaman için bir 500 bin kişiden falan bahsediyordu gazeteler ama belki daha bile fazlaydı yani, çok yoğun güzel bir mitingdi böyle. Ertesi yıl Bursa’ya alındı, Taksim’e izin vermediler, büyük miting Bursa’da yapıldı. Biz Bursa’ya gittik yani bütün sendika çevresi Bursa’ya gittik, Bursa’daki mitinge katıldık. Kahraman’ın dayısı Bursa’da oturuyordu, dayısının da oğlu vardı ve kız kardeşiyle evliydi yani dayı çocukları evlenmiş. O mitinge gittik onlar da geldi, dayısı, oğlu, hepsi geldiler mitinge. Biz mitingden sonra gittik onlarda bir çay may içtik bir şeyler içtik tekrar İstanbul’a dönüyoruz, geldi bizi garaja kadar uğurladı. Biz çıktık gittik İstanbul’a. O bizden ayrılıyor, evine giderken, elektrikçiydi bu çocuk, evine giderken komşusunun biri ya diyor Hıdır, şu benim şeye, kaçak elektrik alıyorlarmış direkten böyle, bir bakıversene bir şey oldu diyor. Çıkıyor elektrik direğine, bir kere uğraşıyor olmuyor, iki uğraşıyor olmuyor, hadi in diyorlar boş ver yani olmuyorsa olmuyor! Dur bir daha deneyeyim diyor!
Ondan sonra o denemesinde ne oluyorsa elektrik bir çarpıyor, oradan aşağıya düşüyor. Üç gün komada kalıyor, üç gün sonra ölüyor Hıdır, 25 yaşında, iki tane kızı var ve öldüğünde eşi yani görümcem, Kahraman’ın kız kardeşi bir aylık hamile. Bize ancak dokuz gün sonra haber geldi, telefon yok bir şey yok, o acıyla şey yapamamışlar, İstanbul’a haber gelmesi dokuz gün sürmüş ancak, o gömülmüş etmiş tabi, biz dokuz gün sonra anca gidebildik öyle. Yani o 1 Mayıs’ı da maalesef böyle bir olayla birlikte hatırlamak zorunda kalıyorum.