Bayi Çağrı (B.Ç:) (1955) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Devim GECE (D.G:) Tahir BOZKURT (T.B:)
Görüşmeden Fabrikalar-Sendikalar-Grevler ile ilgili bölüm:
İlk yaptığımız örgütlenme mahalle örgütlenmeleri idi. Mahalledeki eğitim çalışmaları, temelinde yürütüyorduk örgütlenmemizi.
D.G: 12 Mart’tan 1975 sonrasına kadar, Aliağa ve İpraş rafinerilerinde, Ereğli Demir Çelik, Türk Demirdöküm, Sungurlar, Pirelli, Goodyear, Tofaş, Renauld, Profilo gibi işletmelerde bir takım işçi direnişleri vardı. Bu gibi grevleri hiç duydunuz mu? Bu grevlerde bulundunuz mu?
B.Ç.: Hayır hiç bulunmadım. Çünkü İstanbul’a ya da diğer illere gitme durumumuz yoktu. Duymadım da aktif olarak direnişin içerisinde olmayınca insanlar duyarsız olur. Dediğim gibi ancak 1974’ten sonra siyaseti kavramaya başladık. 1975’te yaralandığım zaman tedavi için İstanbul’a gelmiştim. Bizimkilerle Kadırga yurdunda kaldık. Kimlerdi, hepsini hatırlamıyorum ama bir arkadaşımız vardı, abisi İ.A. daha sonra milletvekili adayı oldu. Tedaviden sonra geri döndüm.
D.G: Gerçekten bu işçi grevlerini radyodan falan hiç mi duymadınız, ya da sizin üstünüzdeki sizle ilgilenen insanlar anlatmadılar mı böyle şeyleri?
B.Ç.:1974’ten önce düzenli bağımız yoktu. 1974’te Parti’yle bağ kurduktan sonra, sürekli siyasi meseleler tartışılır/konuşulurdu, artık bu tür olayları onlardan öğrenmeye başlamıştık. Ama şimdi neler konuşuldu hatırlamıyorum.
….
D.G: Bulunduğunuz yerlerde hareketinizin emekçiler içindeki çalışmaları ve tarzı nasıldı? Meslek kuruluşlarıyla ilişkileri nasıldı, buralardaki örgütlenmeleri hakkında bir bilginiz var mı? Örneğin derneklerde, sendikalarda, fabrikalarda, mahallelerde, gençlik ve öğretmenler içersinde. Örneğin o dönem Devrimci Maden-İş, Bank-Sen, Has-İş ve İleri Maden-İş gibi sendikalar vardı. Sanırım oralarda faaliyetler vardı, ne dersiniz?
B.Ç.: 1976 sonrası Adana’da ilk dönemlerde kitlemiz yoktu. Fabrikalarda arkadaşlarımız da yoktu. Onun için sendikalarda çalışamıyorduk. İlk yaptığımız örgütlenme mahalle örgütlenmeleri idi. Mahalledeki eğitim çalışmaları, temelinde yürütüyorduk örgütlenmemizi. Komitelerimizi imkânımız ölçüsünde gençlerden, kadınlardan veya çalışan oluşturabiliyorduk. Yani öğrenci, memur, öğretmen ayırmadan bir örgütleme tarzına girişmiştik. Zamanla çalışmalar ilerledikçe diğer siyasi hareketlerle irtibatlarımız geliştikçe özellikle Dev-Yol veya Halkın Kurtuluşu’nun vasıtasıyla, işletmelere eleman yerleştirmeye başladık. Böylece Çukobirlik’e, Paktaş’a, Bossa’ya, Teksa’ya, Temsa’ya, Sasa’ya pek çok arkadaşımızı yerleştirmiş olduk. Bu arkadaşları İK’ya bağlı olarak İşçi Komite’lerinde topladık ve düzenli eğitime başladık. Hem siyasi seviyelerini yükseltirdik hem de sendikal alanda işçi sınıfı içinde nasıl çalışma yürüteceklerini, neler yapabileceklerini onlarla konuşurduk. Başarılı da olduk. O arkadaşlarımız çalışmaları sonucunda fabrikalarda taraftarlar buldular. Fabrikaları kendileri örgütlemeye başladılar. Biz artık onların toplantılarına destek için katılırdık. Belli bir düzeye geldikten sonra kendileri devam ettiler. Mesela V.D. arkadaşımız kahvede çalışıyordu ama gelişmeye yatkın çok iyi bir arkadaştı. Daha önceden sanırım Parti’nin V.D. ile irtibatı vardı, sempatizan durumundaydı. Onu bir fabrikaya yerleştirdik, özel olarak eğitime aldık, geliştirdik. Siyasi olarak gelişti, PÜ’si yaptık. Hatta arkadaşımız o düzeye geldi ki uzun süre İl Komitesi’ni birlikte yürüttük. Örgüt içerisinde V.D. sendikalardan, işçi sınıfı örgütlemesinden sorumlu idi. Fabrikalarda çalışmalarımız gerçekten iyiydi. Zamanla sendikalarda söz sahibi olmaya başladık. Adana’da Sağlık-Sen oldukça büyük bir sendikaydı. Neredeyse tüm sağlık kesiminde çalışanlar oraya üyeydiler. Orada hem kitlemiz, hem de sendikal çalışmamız vardı. Aynı zamanda Hatay bize bağlıydı, oraya da gidiyorduk. Hatay ve İskenderun’da Acilciler ile ittifak yaptık ve bir sendikayı ele geçirdik, TKP’den aldık. Gerçekten gücümüz iyiydi. Her fabrikada, her sendikada işçi komiteleri kuruldu. Fabrikalarda grevler oldu ve eylemler yapıldı, bizim temsilciler diğerleriyle birlikte hareket ederlerdi. Yani işçi sınıfı içerisinde söz sahibi olmaya başladık. Tabi bizimkiler büyük oranda önderlik etmeye çalışırlardı.
