Hasan ŞİRİN: (H.Ş:) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Şükrü ASLAN (Ş.A)
Görüşmeden Aidiyetler Kökenler ile ilgili bölüm:
H.Ş: İstanbul’da liseye başladığımda tabi yani politik bir atmosfere giriş, oturduğumuz mahallede kimler vardı, onların üzerinden oldu aslında. Bizim Tuzla’ya bağlı Yayla Mahallesi vardır. Yayla Mahallesi’ni kuran Refahiye’den gelen bir Türk Alevi ailedir Boyoğulları, ilk evi kuran odur böyle hafif tepede kalır. Ankara yoluyla, o ana caddeyle deniz arasında, Tuzla arasında kalan bir yerdir. Ondan sonra o hemşeriler diye bizimkileri de oraya çağırıyorlar ve orası Erzincan mahallesi haline gelmişti aslında Yayla Mahallesi. Dolayısıyla Tuzla’nın varoşuydu, Tuzla muhacir şeyidir, ilçesidir, çok zenginlerdir, çünkü Menderes döneminde getirilen ailelere büyük bağlar bahçeler verilmiştir.
Yerlileri de çok zengindir, iki ayrı dünya kurulmuştu. Erzincan Refahiye ve Tercan’dan gelenlerin mahallesi ve işte eski İstanbullular ve muhacirler merkezi diye. Tuzla Lisesi’ne giderken tabi orada insanlarla tanışıyorsun. Şimdi o yaşa kadar aslında kimlik tanımlaması babında söylenecek olan şu, biz şu kadarını biliyorduk, annemiz babamız, büyüklerimiz işte bizim anadilimize ”ma kırmanc mi”, diyorlardı yani biz Kırmanc’ız. E ne demektir bu dediğinde, ilk akla gelen ”Aleviyiz” oluyordu aslında, çünkü komşu köyler vardı onları gösteriyorlardı, onlar bize Kızılbaş diyordu, biz onlara Karabaş diyorduk.