Muzaffer Öztürk (M.Ö:) (1957) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişiler: Devim GECE (D.G:) Özer İNAL (Ö.İ:) 

Bizim öne çıkan kavgamız bunlara ilişkin bir kavgaydı yani MHP’lilerle ilişkin kavgaydı.

D.G.:Peki o zaman 1976 ve sonrasına ilişkin konuşalım biraz. Bu 1976 ve sonrası MC Hükümetleri, kontrgerilla ve paremiliter güçlerin bu okullarda, fabrikalarda ve sokaktaki saldırıları, 1977 seçimleri bu 78-79 Ecevit Hükümetleri tabi MHP de hükümetin ortağıydı işte Maraş, Çorum, Malatya bu Alevi katliamlarının olduğu dönemler keza sıkıyönetimin ilanı üçüncü MC Hükümeti biraz buraları konuşalım. Ne oldu mesela bu dönemde bu Alevi katliamlarının olduğu dönemlerde keza bu 1977 1 Mayıs Katliamı 1976 1 Mayıs’ı yani buralarda hareketinizin partinizin tutumu tavrı nasıldı bir öngörüsü var mıydı? Ve bu katliamlardan sonra ne oldu hareketin tutumu neydi ve sizin bu gibi olaylara ve bu dönemlerdeki tanıklıklarınız nelerdir? Buraları açabiliriz.

Ö.İ: Şimdi bizim yine dediğiniz dönem bizim politik bilincin yavaş yavaş geliştiği bir dönemdi. Şimdi biz devlete devlete bakış açımız vardı yani devlet bunu yaptırıyor şeklinde devletin elinde yapılıyor şeklinde bakış açımız vardı. Ve esas olarak da MHP ile ülkü ocakları ile o faşistlerle olan kavgaya odaklanmış bir yapımız vardı bizim. Yani önümüze onlar çıkarılıyordu şimdi bizim o 76-77’ye kadar Banaz’da olan pozisyon şu biz çocukluk arkadaşım o Soner dediğim arkadaşımla biz gençlik yıllarında bizim orada Banaz’da demir altı demir üstü demiryolu altı demiryolu üstü derler demiryolu altı faşistlerin yeridir demiryolu üstü de bizimdir biz orada otururuz. Oradaki çocuklarla zaten biz bir şeyimiz vardı hiç barışmadı yıldızımız yani onlar MHP’li biz CHP’li olarak hiç barışmadı hep kavga ederdik onlarla dövüşürdük. Daha doğrusu bizim Soner kavga ederdi ben seyrederdim çünkü o iki üç kişiyi birden döverdi ben kimseyi dövmezdim o sadece sen karışma derdi o döverdi biz şey yapardık. Sonraki dönem buna şey girdi politikleşme girdi politikleşme de artık demir altı demir üstü devrimci faşist kavgasına dönüştü onlar geldi mi toplu geliyorlardı bizim o tarafa gelirken yirmi otuz kişi birden geliyorlardı bizi kimi bulursa dövüyorlardı linç edip gidiyorlardı biz de onları burada kim denk gelirsek dövüyorduk şey yapıyorduk. Bu dediğim hala o döneme ilişkin geçmişte nasılsa yine böyleydi. Bizim öne çıkan kavgamız bunlara ilişkin bir kavgaydı yani MHP’lilerle ilişkin kavgaydı. Şimdi sanırım 76 mı 77 mi Banaz’da öğrenci yurdu şeyi var Seniha Akar’ların öldürüldüğü iki tane genç öldürüldü yurt baskını faşistler yurdu bastı polisler de bastı orada Dev-Yol’dan Seniha Akar’la bir arkadaş daha öldürüldü. O dönem işte sizin dediğiniz kontrgerillayla birlikte MHP’li faşistlerin birlikte hareket ettiği katliamların yapıldığı yıllardı. Bizim de hedefimiz bunlara yönelikti bunlarla kapışma yönündeydi. İşte bizim Banaz çevresinde Uşak çevresinde bunlara yönelik kavgalardı. Şimdi bizim Uşak’ta Cemil Çelik daha sonra öldürülen faşistler tarafından şehit düşen öldürülen yoldaşımız var. Mesela onlar Banaz’da uşak’ta çok aktiflerdi hatta kendisi de zaten her gün çata pata silahlı kavgaların olduğu bir dönemdi bizim yaşadığımız ve her yere çok ulaşabileceğimiz çok şey yoktu koşullar yoktu. Ancak kendi bölgemizdeki faşistlerle biz şey yapabiliyorduk baş edebiliyorduk dışarıdaki katliam zaten devletin yaptığı bir katliamdı orada yoldaşlar gidiyordu gidilmeliydi ama biz nedense o şey içerisinde daha atıl kaldık. Mesela diyelim ki Maraş katliamı yıl olarak tarih olarak tam bilmiyorum hangi şeyinde biz o dönem koşullarımız var mıydı bilmiyorum. Ama biz toplu olarak mesela bir şeye gittik Banaz’daki katliamlarla ilgili o protesto ve cenaze töreni düzenledik silah döşendik korumaya aldık cenazeleri Seniha işte bizim Banaz’da bizim köylümüzdür akrabamdır Seniha.

Ö.İ: Onu biz mesela cenazesini aldık götürdük şeye gördük orada yine bu Galak Dayının anlattığım gibi babasının da çok güzel bir tavrı vardı onun ama şimdi unuttum ama yani şeyin mezarın başında. Şey tarafından öldürülmüştü devlet tarafından öldürülmüştü o dönem onlarla baş ediyorduk birkaç tane de bu Akhisar’ın köylü tütün mitingi vardı ona gittik. Ama örgütsel olarak gittiğimiz mitinglerde bizim bayağı bir şeyimiz vardı gücümüz vardı. Fakat giderken de şey yapıyorduk biz silahlı korumalı gidiyorduk. Yani korteji dışarıdan silahlı yoldaşlarımız koruyordu bir saldırı olursa çatışmak için. Sendika şeye mitinge gidiş şeyimizde buydu tavrımız da buydu. Mesela Sedat’ı Sedat hiçbirine katılmazdı Sedat Yılmazsoy daha sonra yani Ege Bölge sorumlusu ama bütün mitinglerde olurdu. Önünde arkasında sağında solunda bütün mitingleri kontrol ederdi silahla kontrol ederdi. Yani o dönemin sorumluları biz sorumluyuz diye geride durmazdı en önde olurlardı en koruma en hareketin önünde olurlardı. Bizim legal olarak kaldığımız 77’ye kadar Orhan Bakır eylemine kaldığım dönemde işte birkaç gittiğimiz İzmir’de birkaç miting vardır Uşak’ta birkaç miting ve cenaze vardır onun dışında biz böyle çok şeyimiz olmadı açılımımız olmadı dışarıya yönelik. Yani 15-16 Haziran’a yönelik de şu anda ne yaptık hatırlamıyorum nasıl değerlendirdik o dönemi hatırlamıyorum örgütün zaten bir değerlendirmesi vardır şeyi vardır. Ama biz orada nasıl değerlendirdik nasıl kaldık bilmiyorum.