Nazmiye Yılmaz (N.Y) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Devim GECE (D.G:)
Görüşmeden Fabrikalar Sendikalar Grevler ile ilgili bölüm:
Öyle gidip kuru kuru propaganda yapıp gelmekle bu iş olmuyor.
D.G: Yine kendi döneminizde hareketinizin emekçiler içerisindeki çalışması nasıldı, örgütlenmesi hakkında bir bilginiz var mı, nasıl örgütlenirdi? İşte bu, örneğin işte dernekler, sendikalar, fabrikalar, mahalleler, gençlik, öğretmenler yani örnek; Devrimci Maden İş, Banksen, Has İş, İleri Maden İş gibi sendikaları hiç duydunuz mu, bir şeyiniz oldu mu, bir temasınız?
N.Y: Tabi ki o sendikaların hepsini yani biliyoruz, duymuşuz değil okumuşuzdur yani, hangi sendika nerede örgütleniyor, hangi bölgededir, örgütlenme şeyi nedir, işçiler nerede çalışıyor? Yani o dönemde, bu İstanbul, İzmir ağırlıklı sendikalardır. Ankara’da yine vardır kısmi olarak. Ama Erzincan’da daha çok çalışma alanlarımız, köylüler. Mesela köylere gidilirdi, köylülere hem propaganda yaparsınız, ben mesela Erzincan’ın birçok köyünde yani hem propaganda yapmışım, hem o köylülerle çalışmışımdır tarlalarında…. Yani insanlara bir şeyler vereceksiniz ki, insanlar size inansınlar, sizinle beraber gelsinler . Öyle gidip kuru kuru propaganda yapıp gelmekle bu iş olmuyor, bizzat o üretimin içinde oluyorsunuz. Mesela Erzincan’da işte H.A. o dönemde işte bu Toptaşı Cezaevi’nden kaçan arkadaşımızdır, ailesi çok da mağdur oldu, yani bütün devlet tankını topunu o ailenin üzerine şey yaptı, yükledi. Ben şey yapardım mesela o dönemde… bir organizasyon yapardım, insanlar oradaki pancar ekilen tarlalarında çalıırlardı, ben kendim de günlerce o işçi tarlalarında çalışmışımdır o insanlarla beraber ve örgütlediğim insanlarla beraber de o tarlalarda çalışmışızdır, ta ki dağ eylemlerine kadar yani Ovacık eylemlerine, Munzur’daki eylemlere kadar yani.
Gel, dediğiniz zaman insanlar hiç tereddüt etmiyorlar, çünkü siz o inancı veriyorsunuz. Mesela benim bir öğrencim vardı, şu anda İsviçre’de yaşıyor H.K. hem lisede öğrenciydi hem öğrenci gençlik arasında örgütleme yapıyordu. Hocam diyordu, biz Ağustos’a kalmaz devrim yaparız! (gülüyor) Yani insanlarda bir de böyle bir şey vardı, inanç vardı.
D.G: Hangi köylere gider çalışmalarda bulunurdunuz, propaganda yapardınız? Erzincan’ın hangi köyleriydi hatırlayabildiniz kadarıyla?
N.Y: Gamarik’e giderdim, Handesi’ye giderdim, bu çağlayan şelaleye giderdim, tabi orada yani sizin sempatizanınız vardır ve siz onun vasıtasıyla gidersiniz, ondan sonra köylülerle tanışırsınız, meselelerinizi anlatırsınız, işte bu bizim değil sizin meseleniz dersiniz, insanları ikna edersiniz ve orada üretime katılırsınız ve o insanlar size sonsuz güvenirler. Yani bugün hangi o köylerden Nazmiye Can dediğiniz zaman insanlarda demek ki bir şeyler var, Ali Mete dediğiniz zaman o insanlarda demek ki bir şeyler var. Veysel Uyar vardı mesela o da çatışmada öldürüldü, yine bu Erzincan komitesinde çalışan bir arkadaşımızdı. Şey derdi yani işte, Ali Mete ve Veysel arkadaşlar gündüzleri köylerde propaganda yapar köylerde çalışırlar, gece Erzincan’a gelirler, 6-7 saatlik yaya yolu yürüyerek gelirlerdi. Yani tabi benim biraz daha konumum farklıydı, ben diyordum ki, arkadaşlar, yani bu kadar yol yürünür mü? Ya halkımızın malına ya bu halkın şeyidir, biz, bize verilen parayı biz böyle çarçur etmeyeceğiz! O dönemki devrimci anlayışı düşünebiliyor musunuz? Yani hem gidip propaganda yapıyor, hem de yürüyerek geliyordu mesela. Biz şey yapardık, lastikten TKPML TİKKO ambleminden mühür yapardık mesela, o mührü de en çok Veysel uyar yapardı, onu ıslanpaya bastırıp makbuz kesiyorsunuz. Ve ben o makbuzlarla hiç kapıya gitmeden…. Bana, ne gereği vardı, biz biliyoruz, bunu kimlere topladığınızı, öyle. Okulda da bazen şey derlerdi öğretmen arkadaşlar, ya bu TKPML TİKKO amblemi (gülüyor) basılı makbuzları getirip bize verme, biz sana ne kadar para istiyorsan verelim. Olmaz diyordum yani o mührün vurulması gerekiyor. Yani güzel bir örgütlenme olmuştu o dönemde.
D.G: Sizler kimleri örgütlediniz, özellikle sizin birebir örgütlediğiniz kimler vardı?
N.Y: Benim birebir örgütlediğim öğretmen arkadaşlarım var ve bugün onlar hala hayattalar. Okulumda ve diğer okullarda 7-8 tane öğretmen arkadaşımı örgütlemiştim. Yani halktan da çok örgütlediğim, ilişkide olduğum kişiler vardı. Ben her gittiğim yerde yani şu yapılacaksa yapılacaktır yani yapıyorlardı insanlar, çünkü o güveni veriyorsunuz.
D.G:: Öğrencilerinizden?
N.Y: Öğrencilerimin zaten yüzde yetmiş (gülüyor) devrimciydi.
D.G: Evet. Peki, 1976-78 yılı sonrasında hareket içerinde işte belli bölünmelerin yaşandığını biliyoruz.
N.Y: Evet.
D.G: İşte bu bölünmeler içerisinde 1976 KK- Koordinasyon Kurulu, biri de GKK- Geçici Koordinasyon Kurulu var 1980’de, keza 81’de Bolşevik ayrılığı Avrupa’da oldu. Bu, bu gibi ayrılıklar sizi etkiledi mi, etkilediyse nasıl etkiledi, ne gibi etkileri oldu? İlişkide bulunduğunuz sınıf ve toplumsal kesimler arasında bu ayrılıklar nasıl karşılandı?
…..
