Neslihan Havva Köymen (N. H. K:) (1960) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Devim GECE (D.G:)
Partizan’ın bir gövde gösterisi şeklinde oldu gerçekten.
N. H. K: 1977 1 Mayıs’ından sonra İstanbul’da mitingler yasaklandı. Miting yapma olanağı kalktı. Bunu üzerine biz yakın şehirlerde mitinglere başladık. İşte Bursa’da miting yaptık. Ve Bursa’da 15-16 Haziran mitingi hakikaten Partizan’ın bir gövde gösterisi şeklinde oldu gerçekten. Çok büyük bir katılım oldu. Çok geniş, yani İstanbul, işte bu Zonguldak, Kocaeli, Adapazarı çok geniş bir alandan bizim arkadaşlarımızdan otobüslerle oraya gelenler oldu.
Görüşmeden Yürüyüş ve Mitingler ile ilgili bölüm:
15-16 Haziran olaylarında İstanbul’daydık. Mahalleden çocuklar “tanklar geliyor, tanklar geliyor” diye bağırarak koşturmaya başladı. Ben de onların peşinden koştum. Maltepe’de Feyzullah Caddesi’nde oturuyorduk. Paralel cadde olan Atatürk Caddesinden tanklar geçiyorlardı. Tugay Yolu’ndan gelip Ankara Asfaltına çıkıyorlar. İzmit tarafından gelen işçi yürüyüş kolunun önünü kesmek için gidiyorlarmış meğer… Ömrümde ilk defa o zaman tank görmüştüm. Askerin neden kendi insanımıza karşı olduğuna anlam verememiştim. Sonrasında hem uzak akrabamız hem komşumuz olan bir kadının anlattıklarına şahit oldum. O zaman Maltepe bölgesinde çok fazla fabrika vardı. O da Koruma denilen bir ilaç fabrikasında çalışıyordu.Tarım ilaçları üreten bir fabrikaydı ve o yürüyüşe katılmıştı. Polis coplarından nasibini almış kadının bütün sırtı mosmordu. Sanırım asker/polis antipatim o zaman başladı.
….
Sanırım 1978’de Sultanahmet’te bütün demokratik örgütlerin katıldığı bir zamları protesto mitingi olmuştu. Galiba İstanbul’daki son miting oydu. 19 Aralık 1978 Maraş Katliamı sonrası İstanbul’da mitingler yasaklandı. Bunun üzerine yakın şehirlerde mitingler yapmaya başladık. Mesela 15-16 Haziran 1979 mitingini Bursa’da yaptık. Hakikaten Partizan’ın bir gövde gösterisi şeklinde geçti. Çok büyük bir kitle katılımı olmuştu; İstanbul, Zonguldak, Kocaeli, Adapazarı gibi geniş bir alandan otobüslerle oraya gelenler olmuştu. İlk kez kardeşimle beraber etkinliğe katılmış olduk. Maltepe Lisesi’nde okuyan ortanca kardeşim de bizim lise gençliği ile bağlantılıydı. Tuzla ve Kartal gurubuyla beraber gittik ve hiç kimse bizim kardeş olduğumuzu anlamamıştı.
18 Mayıs 1979’da Çorum’da çok büyük bir kitle ile mezarı başında Kaypakkaya’yı anma mitingi olmuştu. Tüm çevre illerden otobüslerle oraya gidilmişti. Ben de İstanbul’dan gitmiştim.
….
D.G.: İstanbul’da 1 Mayıs Mahallesinin adı daha sonra Mustafa Kemal Mahallesi olarak değiştirildi. Bu değişiklik sizce bir tesadüf mü, yoksa mahallenin kuruluşuna katkısı olan hareketinizin Mustafa Kemal hakkındaki değerlendirmesinin bir etkisi midir acaba?
N.H.K.: Kesinlikle etkisi vardır diye düşünüyorum. Çünkü 1 Mayıs Mahallesi demek Partizan demekti. Devletin Kurtarılmış bölge olarak değerlendirdiği, askerin/polisin elini kolunu sallayarak girip çıkamadığı bir mahalleydi. 1 Mayıs Mahallesi’nde katıldığım, 2 Eylül Direnişi’ni anmak için yapılan bir etkinliği hatırlıyorum, yer gök insandı. Sanırım Eylül 1979’du ve izin alınamamıştı. Şimdi Batı Ataşehir bölgesinde Varyant Yapı denen bir yapı kurulumu vardır. Biraz yüksekçe plato gibi bir yerdir. Orası boş arsaydı. Biz aşağıda miting yaparken üzerimizde dolanan helikopterlerin o platoya iniş kalkış yaptığını ve asker-polis indirdiğini hatırlıyorum. Sonra dışarıdan gelenlerin çıkışını engellemek için 1 Mayıs Mahallesi’nin bütün çıkışlarını tutmuşlardı. Çemberden çıkmak için Mahalleden Bulgurlu’ya kadar yürüyerek oradan Kadıköy’e ulaştığımızı hatırlıyorum.
Kaypakkaya geleneğinin özellikle Milli Mesele’ye ve Kemalizm’e bakış açısı çok önemlidir. Türkiye’de ilk defa biri çıktı “Kemalizm faşizmdir” dedi. Bu devletin kurulduğu andan itibaren faşist olduğunu söylemek ve devleti mahkûm etmek demekti. Göklere çıkartılan, putlaştırılan bir lideri alaşağı etmek demek… Doğal olarak devlet de öz korumaya geçiyor ve bize hep özel davranıyordu. Arkadaşlarımız ele geçtiğinde işkenceler de özel oluyordu. Arkadaşlarımız 12 Eylül öncesi cezaevlerindeki tavırlarıyla efsaneleşmişlerdi.