Zeynel Demir (Z.D:) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen kişi: Şükrü ASLAN (Ş.A:)

Görüşmeden Yürüyüş ve Mitingler ile ilgili bölüm:

Ovacık lisesindeydi hepsi o zaman artık düzenli komite toplantıları oluyordu.

Z.D:Lise 2. Sınıfta iken 76 yıllarıydı o zaman artık örgütlü çalışma içindeydik yani işte amcaoğlu bizim bölgeye bakıyordu. Ovacık bölgesine.

SORU: Amcaoğlu kimdir?

Z.D: B.İ., B.İ. ilk işte düzenli komite toplantıları falan biz altı, yedi kişiydik Ovacık lisesindeydi hepsi o zaman artık düzenli komite toplantıları oluyordu işte eğitim çalışması yapılıyordu işte askeri bilgilerle ilgili işte dersler veriliyordu, yani bildikleri kadarıyla bir takım şeyler yapmaya başladı. O dönemler faşizm ve hayat pahalılığını protesto mitingleri düzenlenmişti o mitinglerde aktif olarak görev aldım. Biz, o komitede yer alan arkadaşlar hepimiz bütün Ovacık köylerini dolaştık çok yani herkesin haberi oldu. O  gün miting ve yürüyüşe traktörle gelenler arabayla gelenler minibüsle… neleri  varsa yani yayan gelenler…diyebilirim Ovacığın çok önemli bir kesimi bu faşizmi ve hayat pahalılığını protesto mitingine katılmışlardı. Bu bölge de  öyle coşkulu bir eylem hiç olmamıştı.

SORU: Tarihini hatırlıyor musunuz?

Z.D: 76 ya da 77 ilk Baharı olabilir yani

SORU: Biraz daha onu anlatabilir misiniz? Yani o mitingi biraz daha detaylı

ZEYNEL DEMİR: Öyle bir potansiyel olmuştu ki,  iyi bir çalışma yapmıştık  bu mitingde. Miting turistik otelin ordan taa çarşıya kadar insan seli gibi bir şeydi. Yani en önemli  özelliği de küçük çocuktan en yaşlı dedelere kadar insanlar gelmişti. Mitingin en önemli yanı bu katılımdı. Bir gençlik hareketi gibi değildi, böyle kitlesel bir katılım olmuştu o mitinge. Miting de konuşmacı amcaoğlu dediğim B.İ. idi. Bir konuşma yaptı. Konuşma yaptığı sırada  Başçavuş ta geldi.  B.İ. , kırmızı bir gömlek giyinmişti. Başçavuş,  “Kırmızı gömlekliyi bana verin” deyince (ben ve Z.D. onun korumalığını yapıyorduk hani yürüyüşte bizim önderimizdi yani tutuklanmasın diye)   biz silahlarımızı çektik. Amcaoğlu gördü ve kızdı. Bize dedi ki “bu kitlenin içerisinde silah çekemezsiniz!”.  Bizde durduk. O  ara  yerel eşraftan Ali Eren  ( arkadaşımız Mazlum Eren’nin babasıdır) ve Mustafa Kılıç  bizim hareketimizi davranışımızı gördüler.  Mustafa KIlıç başçavuşu tuttu kaldırdı vurdu betona… üzerine çullandılar.  Başçavuş  sekiz, on askerle gelmişti. Böyle bir şey  beklemiyorlardı.  Başçavuş yerden kalkınca askerini topladı, geri gitti.  Halk mitingi ve bizi sahiplenmişti. Asker ise, kalabalık bir  kitle olduğu için müdahale edemedi.  Ovacık’ta bu tür eylemler ilkti,  askerde tecrübesizdi.

Z.D: B.İ., B.İ. , biz altı, yedi kişiydik Ovacık lisesindeydi hepsi o zaman artık düzenli komite toplantıları oluyordu işte eğitim çalışması yapılıyordu işte askeri bilgilerle ilgili  dersler veriliyordu, yani bildikleri kadarıyla bir takım şeyler yapmaya başladı.

O dönemler faşizm ve hayat pahalılığını protesto mitingleri düzenlenmişti o mitinglerde aktif olarak görev aldık. Biz, o komitede yer alan arkadaşlar hepimiz bütün Ovacık köylerini dolaştık çok yani herkesin haberi o gün toplantıya yürüyüşe traktörle gelenler arabayla gelenler minibüsle neleri  varsa yani yayan gelenler diyebilirim Ovacığın çok önemli bir kesimi bu faşizmi ve hayat pahalılığını protesto mitingine katılmışlardı, öyle coşkulu bir şey hiç olmamıştı bu bölgede.

SORU: Tarihini hatırlıyor musunuz?

Z.D: ‘76 ya da ‘77 ilk Baharı olabilir yani

SORU: Biraz daha onu anlatabilir misiniz? Yani o mitingi biraz daha detaylı

Z.D: İyi bir çalışma yapmıştık ve bu mitingde, miting turistik otelin ordan taa çarşıya kadar insan seli gibi bir şeydi yani ve en, en önemli özelliği de küçük çocuktan en yaşlı dedelere kadar yani insanlar gelmişti, mitingin en şey yanı buydu bir gençlik hareketi gibi değildi, böyle kitlesel bir katılım olmuştu o mitinge ve miting de konuşmacı olarak amcaoğlu dediğim B.i. konuşma yaptı o konuşma yaptığı zaman Başçavuş ta geldi. Kırmızı gömlek giyinmişti o zaman “Kırmızı gömlekliyi bana verin” deyince ben ve Zeynel Demirçivi onun korumalığını yapıyorduk hani yürüyüşte bizim önderimizdi yani tutuklanmasın diye…  “o kırmızı gömlekliyi bana verin” deyince,  biz silahlarımızı çektik, amcaoğlu kızdı bize dedi ki “bu kitlenin içerisinde silah çekemezsiniz!” dedi kızdı bize bizde durduk o ara Ali Eren, Mazlum Eren in babası ve Mustafa Kılıç gördüler bizim hareketimizi onlar görür görmez hemen Mustafa Kılıç,  Başçavuşu tuttu böyle kaldırdı vurdu betona… yıkıldılar üzerine, neyse işte zaten sekiz, on kişilerdi öyle şeyde beklemiyorlardı böyle bir şey olacağını da Başçavuş yerden kalkınca askeri topladı geri gitti. Öyle bir sahiplenme oldu. Çok kitle olduğu için karışmadılar.  o zaman  ilk şeyler olduğu için onlarda çok tecrübesizdi. O şekilde bitti yani.

Geleneğin Belleği Ana Sayfa