Ali Bulut (A.B:) (1951) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: (D.G:) Devim GECE
Görüşmeden dernekleşme öyküleri ile ilgili bölüm:
TÖB-DER ekonomik-demokratik temelde bir mücadele veriyordu.
A.B: Öğrenci dernekleriyle hiç yolum kesişmedi yani. Zaten İzmit’e gelinceye kadar bir yere gittiğimiz yoktu, en fazla Elazığ da dernekleşme falan o dönemde yoktu yani. Sadece TÖS örgütlemesi vardı yani, onun dışında dernekler yoktu, biz okul yıllarındayken. Sonra da ben İzmit’e geldim. Ben mesela Gölcük’ün bir köyünde öğretmendim, bu DİSK’e bağlı sendikalar… Bu tersanelerle ilgili, o köyden de köyün neredeyse yüzde sekseni tersanelerde çalışıyorlar. O köy de MSP’li bir köydü yani yüzde sekseni MSP’liydi, yüzde yirmisi ancak CHP ve az miktarda da MHP’liler vardı.
D.G: Şimdi İsmail Hanoğlu İzmit’e geliyordu, siz TÖB-DER’de bulundunuz bireysel olarak da. Bu kurumların dışında yani sizlerin dışında, hareketinizin TÖB-DER içerisinde özel bir faaliyeti var mıydı? Sizin dışınızda ya da işte TÖB-DER olsun TÖS olsun hareketinizin…
A.B: “TÖS çok önceleridir. TÖS’ün içerisinde İşçi Partisi’nin belli bir örgütlenmesi vardı. Mesela o dönemde İşçi Partisi’nin mitingleri oluyordu. Mitingin birisinde bizzat Yaşar Kemal konuşmuştu tok sesiyle. Yani böyle biz de gitmiştik, pür dikkat dinliyorduk destekliyorduk, etkileniyorduk, heyecanlanıyorduk falan ama onun dışında diğer örgütlenmeler yoktu.
A.B: İzmite gittiğim de TÖB-DER’de çalışmalar başladı. Ben işte zamanla bir grup oluşturdum yani TÖB-DER içerisinde.”
D.G: Kimler vardı sizin dışınızda sizin oluşturduğunuz o grupta?
A.B: “M.Y, V.N.T. ve D. isminde bir arkadaş vardı. Sonra o arkadaşlar benden önce içeri düştüler, bir müddet cezaevlerinde yattılar yani.”
D.G: Peki ne gibi çalışmalar gerçekleştirdiniz TÖB-DER içerisinde o arkadaşlarınızla beraber? Neler yaptınız, neler oldu, bir ivme yakalayabildiniz mi, amacınıza ulaşabildiniz mi?
A.B: “Biliyorsunuz, TÖB-DER ekonomik-demokratik temelde bir mücadele veriyordu. Ama diyorum yani bütün siyasetler de oradaydı. Alabildiğine polemikler yapılıyordu yani. Sık sık da seminerler, tartışma toplantıları olurdu. Şimdi tabi benim çalışmalarım, yani örgütlü olduktan sonra sadece TÖB-DER’in içerisinde değildi. Ben Gölcük’te de bulunuyordum. Gölcük’te ağırlıklı şekilde TKP’liler vardı.
İzmit’te de kendi ölçümde TÖB-DER içerisinde bir örgütleme oluşturdum ama benim çalışmalarım sadece TÖB-DER’den ibaret değildi yani, bizzat örgütsel çalışmalara katılıyordum yani.
(Örgütsel çalışmalar derken) birebir kitle çalışmaları yapıyorduk. Ayrıca, duvar yazılamaları dahil, her örgütsel çalışmada yapmak durumunda kaldık.
“Onun dışında yani TÖB-DER’in mesela sık sık protesto mitingleri olurdu hepsine giderdik, yani katılırdık aktif olarak, Ankara’da, İzmit’te, İstanbul’da, çeşitli illerde olurdu yani. Çok önemli olaylarda TÖB-DER mutlaka tavır koyardı, çok etkiliydi o zaman.”
D.G: Çok fazla polemik var dedin ya demin… O halde şöyle bir şey anlıyoruz, TÖB-DER çok çeşitli yapıların içinde olduğu bir oluşumdu. Peki karar alma olgusunu nasıl geliştiriyordunuz? Yönetim ağırlıklı olarak kimlerdeydi?
A.B: “Evet. İzmit Şubesinin yönetimi önceleri TKP’lilerdeydi. Sonra bizlerin de desteğiyle Dev-Yol’daydı birkaç dönem. Önemli kararlarda toplantılar düzenlenirdi, tartışılırdı ortak kararlar alınırdı. Çeşitli siyasetler tartışırlardı, tartışmaların neticesinde bir karara varırlardı yani.
Ha o karar nedir? İşte diyelim ki Ankara mitingine katılalım, şu şekilde katılalım! Yani kimsenin de bu karara çıkacağı, yani tartışır görüşünü belirtirlerdi, çatışırlardı ama sonuçta Ankara mitingine gidelim, evet! Gidince ne olur, sloganımız ne olsun? Benzeri, benzeri yani gene ortak karar alınırdı yani.”