Ali Bulut (A.B:) (1952) ©2017 Onur Vakfı
Görüşen Kişi: Devim GECE (D.G:)

Görüşmeden Gecekondu Hareketleri ile ilgi bölüm:

 

Gerek faşist güçlerle, gerekse de devlet güçleriyle çatışmalar yaşandı.

(D.G:) İstanbul’da 1 Mayıs Mahallesi, Gazi Mahallesi, Gülsuyu Mahallesi, Ankara’da 18 mahallesi, 18 Mayıs Mahallesi, yani şu anda Tuzluçayır denilen mahalle, bu bölgelerde halkın konut ihtiyacını karşılama amaçlı işte yerleşim yerleri oluştu. Solun da müdahil olduğu yerlerdi ve örgütlendiği, örgütlenmesini yaptığı mahallerdi bunlar. Bu yerlerin, bu yerleşim yerlerinin oluşmasında bireysel bir katkınız oldu mu, olduysa nasıl oldu? Hareketinizin bu yerlerdeki çalışmalarıyla ilgili bilginiz, gözleminiz var mı, varsa ne gibi?

(A.B:) “Bu mahallelerde ben kişi olarak bizzat bulunmadım ama gözlemlerim var. Mesela bu 1 Mayıs mahallesinde çalışanlardan birisi İsmail Hanoğlu’ydu beni ilk örgütleyen arkadaş, yani somut olarak orada çalışan, sorumlulukları olan bir arkadaştı. Zaten görüşmeye geldiği zaman üstünden başından belli oluyordu yani ayakları çamur içerisindeydi.

(D.G:) Şimdi… ben bu gecekondulardaki çalışmayı, çalışma biçimini falan doğru bulmuyorum. O zaman diyelim yetersizliğimizden diyelim, bir görüş ortaya koymadık ama sonradan değerlendirdiğimde, hiç şüphesiz ki bu gecekondu mahallelerinde çalışmalar, örgütlenme olur yani, olmaması mümkün değildi, çünkü bu bölgelerdeki halk en yoksul kesimdir yani. Ama bu bölgelere adeta böyle çalışmanın temel alanlarıymış gibi ağırlık vermek, onlarca kadroyu oralara seferber etmek, bizzat ev yapmak gibi bir çalışmayı doğru bulmuyorum. Ve zaten zamanla, cunta geldikten sonra da bunun doğru olmadığı da ortaya çıktı, 1 Mayıs mahallesini devrimciler kurdu, ama  ev bark sahibi olan insanların çoğu o devrimcileri evine bile almadılar.

(D.G:) Peki, 1 Mayıs mahallesiyle ilgili bir soru daha soracağım. Yani 1 Mayıs Mahallesi’nin adının daha sonradan Mustafa Kemal Mahallesi olarak değiştirilmesini siz nasıl karşılıyorsunuz? Bu bir tesadüf mü yoksa mahallenin kuruluşuna katkısı olan hareketinizin Mustafa Kemal hakkındaki o değerlendirmelerinin bir etkisi ya da sonucu mu acaba?

(A.B:) “Cuntadan sonra, her tarafta yoğun bir şekilde Mustafa Kemal’in, Atatürk’ün büstleri yapıldı. Şimdi, 1 Mayıs Mahallesinde devrimcilerin yoğun çalışma yaptığı bu yer. Gerek faşist güçlerle, gerekse de devlet güçleriyle çatışmalar yaşandı. Dolayısıyla, cunta geldikten sonra mahallenin ismine tahammül edemezlerdi. Mustafa Kemal Mahallesi isminin bilerek konulduğunu düşünüyorum.

(D.G:) Evet, peki şimdi ben size bir isim listesi okumak istiyorum, hareketin ilk oluşumundan itibaren yani sizin döneminizde bu 70 ve 80 arasında muhalif kimliği nedeniyle diyelim hayatını kaybeden tabi yüzlerce insan var.

(A.B:) (isim listesi okunur)

“Listede olmayan… İzmit bölgesinde birlikte çalıştığımız Mustafa adlı bir arkadaş sonra Ankara’da bomba elinde patlamıştı herhalde, öldü.”

(D.G:) Kaç yılı olabilir?

(A.B:) “1978 yada  77’ de olabilir, net hatırlamıyorum.”

Peki başka var mı?

(A.B:) “Edirne, Uzunköprü’de ben bölgeye gitmeden önce, kahvede faşistlerin öldürdüğü sempatizan arkadaş vardı fakat ismini şu anda bilmiyorum.

(D.G:) Peki yukarıda sayılan isimler arasında birlikte faaliyet yürüttüğünüz kişiler var mı? Varsa, sizde bıraktığı izler nedir? Olaylar nelerdir? Bu kişilerin ölüm haberini aldığınızda ne hissetiniz bizimle paylaşır mısınız?

(A.B:) “İsmail Hanoğlu ve Mustafa vardı…”

Soyadı nedir?

(A.B:) “İşte Sarıtaş bildiğim kadarıyla. O vardı birlikte çalıştığım.

Süleyman Cihan, aaa o kesin, o kesin. Kahraman Yılmaz, onu çok yakından tanıyorum, değerli bir arkadaştı. GKK’lı olmasına rağmen kısa süreli oldu ama Kahraman çok değerli bir arkadaştı, ölüm sürecini de ben sürekli izledim sonuna kadar, fotoğrafları da dâhil. Cenazesine de burada katıldım ve İstanbul’a yolculadık, oradaki arkadaşlar da oradaki törenlere katıldı ama ben İstanbul’a gitmedim. Zaten vasiyeti üzerine bir üniversiteye kadavra verildi.

(D.G:) Peki. Hiç Cemil Oka ile karşılaştınız mı?

(A.B:) “Cemil Oka ile karşılaşmadım ben ama gıyabında çok şey duyuyorduk yani Cemil’in, karşılaşmadım.

Ya Cemil Oka, öğrendiğim, bildiğim kadarıyla babasının iyi yetiştirdiği bir arkadaş şey olarak mesela, bir sürü araç gereç, teknik araç gereci kullanan o dönemde, uçak dâhil olmak üzere.

Soğukkanlı biriymiş… yakalanmadan önce, polisle çatışıyor polisi vurmak istemiyor, yara aldıktan sonra, ondan sonra, iki polisi orada vuruyor. Ondan önce vurmak istemiyor, yani belki de duygusal bir davranıştı, belki de öyle yapmasaydı o yarayı almazdı, yaralanmazdı orada yani. Polisi öldürmek istemiyor orada, çatışıyor ama öldürmek istemiyor yani.

(D.G:) Hangi kentte, hangi bölge burası?

(A.B:) “Yaralandıktan sonra, tedavi oluyor, birkaç gün sonra eve götürüyorlar. Eve götürüyorlar, Cemil iyileşiyor. Ondan sonra bir gece Uğur Gür ekibi, eve baskın düzenliyor, çatışmada Cemil yaralanıyor. Yaralı yakalanıyor, araba da öldürülüyor.

Geleneğin Belleği Ana Sayfa